Duâ ve zikir müminin hayatında mühim bir yer tutar. Duâ, müminin ma’nevî silâhı ve Rabbine ilticâsıdır. Zikir de mahlûkun Hâlikını unutmaması, O’nu hatırlamakla itminân bulmasıdır.
Cenâb-ı Hak, dualarımızı kabûl, amellerimizi makbûl, günahlarımızı mağfûr buyursun. Amîn…Hem Kur’an-ı Kerim’de var olan hem de Rasûlullah Efendimiz’in dilinden süzülen ve mü’minin hayatına istikâmet veren bu güzel duâ cümlelerinden mülhem, her devirde ashâb-ı kiramdan başlayarak sonraki nesillerin, özellikle de Allah dostlarının duâ ve niyazları olmuştur. Şâh-ı Nakşibend Muhammed Bahâüddin (rh.a.), Abdülkâdir Geylânî (rh.a.) ve bilcümle sâdât-ı kirâm hazerâtının da benzer duâ ve münâcaatları vardır.
Erkam Yayınları’ndan, özel bir kütüphane olabilecek sayıda, her biri insanın gönül dünyasını inşâ eden nâdide eserleri neşredilen Muhterem Osman Nûri Topbaş Üstazımız’ın her yazısını muhtevâya uygun duâ cümleleri ile nihayetlendirdiği okuyucularınca mâlumdur. Yüzlerce farklı konuda yazılan makalelerin sonunda mü’minin mânevî hayatına yön verecek, iç âlemini tezyîn edecek duâ cümleleri olduğu gibi, derin bir İslâm ve ümmet hassasiyetini içinde barındıran husûsî duâ ifadelerine de yer verilmektedir
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.